riskli yollar

Konu Açma Teknikleri Part 2: Sen Soktun Sen Çıkar

Konu açma teknikleri yazı dizimizin ilk bölümünde Rölanti Yazışmaların ne olduğunu ve tıkanmamak için neler gerektiğini incelemiştik. 2. bölümdeyse “Olan olmuş lan senin canın sağ olsun” diyor ve tıkanan yazışmaları nasıl açabileceğimizi öğreniyoruz.

Not: İlk yazıyı okumadıysan önce onu okumanı şiddetle tavsiye ederim. Öperim.

Rölanti yazışmalardan çıkmanın yolları, iki ana kategoride toplanır: riskli yollar ve sabır isteyen yollar.

Riskli yollar:

  • Sivri kasmak.
  • All-in
  • Niyet belli etmek.
  • Posta koymak.

Sabır İsteyen yollar:

  • Yavaştan işlemek
  • Birlikte gelecek
  • Pusuya yatmak

Riskli yollar 1 / Sivri Kasmak

Rölantide giden yazışmayı, ara ara fırsat buldukça ileriye taşıma zorlamalarıdır. “Fake it, until make it.” yani “Gerçekten yapana kadar, yapıyormuş gibi yap.” prensibine dayanır. Kararında bir şekilde “haddini bilmemek” olarak özetlenebilir, sınırları daha da genişletmeye yarar. Kesinlikle kerte değil kez, hatta mesaj boyutunda düşünülmelidir. (Kez, Kerte ve Kerteriz kavramlarını bilmiyorsan seni yazışma sözlüğüne alalım.)

Karıncayı sikeceksin belini incitmeyeceksin
Bazen eylemlerimizin sonucunda karıncaların bel bölgesi incinebilir. Bizim önceliğimiz de istediğimizi elde ederken karıncanın bel bölgesinde herhangi bir zedelenmeye yol açmamaktır.


Sivri kasmak, karşıdakine belli belirsiz bir “Hayırdır ne münasebet?” dedirtecek mesajlar atmakta ustalaşma gayretidir. Ancak karşı tarafın bu duygu ve tepkisiyle reaksiyon göstermesine izin vermeden tekrar aynı rölanti yazışma tonuna dönmek işlemidir.

Karşıdaki kişi müstakbel patronumuz olsun.

Başarısız sivri kasma.
Rölanti yazışmanın daha da devam etmesini sağlayacak, samimiyetin aynı düzeyde kalmasını sağlayacak bir mesaj.

Verdiğimiz bu karşılık, tam bir “ne şiş yansın ne kebap” cevabı. Başımızı belaya sokmaz, ama gidişatı da değiştirmez. İşte tam bu noktada yukarıda bahsettiğim “Sen hayırdır amk :D:D” şeklinde hissettirecek mesajı atmamız gerekiyor. Buradaki amaç, bizim rahat olduğumuzu, bu yazışmada kendimizi gergin hissetmediğimiz alt mesajını vermek. Oynatalım…

Başarılı sivri kasma ama yetersiz
Tipik bir sivri kasma. Ama eksik.

Güzel bir şekilde olayı lehimize çevirdik, hevesimizi belli ettik. Ama aynı zamanda yazışmanın genel çizgisine, yani kerterizine aykırı bir mesaj attık. Bu yüzden de biraz ukala, biraz haddini bilmeyen, hatta açık konuşalım, sinsi ve yalaka bir şerefsiz olup çıktık. Karşıdakinin odaklanması için tek bir mesaj bıraktık, yanlış yaptık. Muhtemelen karşıdaki bizim için hoş şeyler düşünmeyecek ve içi çok dolu bir 🙂 ile cevaplayacaktır. Tam da bu yüzden sivri mesaj atıldıktan sonra kerterize uygun mesajlara dönmek gerekir. Bu kısım sivri mesajı atmaktan daha fazla kıvraklık ister. Yani kısaca sivri kasarken yapılan hatalardan en büyüğü, tek mesaj atıp karşıdakinin tepkisini suratta umut dolu bir gülümsemeyle beklemektir. Burada yapılması gereken sivriyi sokup aynı kez içerisinde tekrar rölantiye dönebilmektir.

Dört başı mamur sivri kasma.
Tertemiz.

Gördüğün gibi hafif ukalalığı yaptık, gerçek yüzümüzü gösterdik, ancak sonra hemen efendi moda geri döndük. Bu flört yazışmalarında da aynen geçerli. Sivri mesaj yalnızken itici görünebilir. Ardından gelecek iki rölanti mesaj durumu kurtarır. Böylece karşıdakinin mesaja değil konuya odaklanması sağlanır, tepki görmediğin için de karşındakiyle böyle konuşabilme iznini çaktırmadan almış olursun. Birkaç böyle denemeden sonra haddini hudununu daha da genişletmiş olur, daha da rahatlamış şekilde yazışmaya dahil olursun.

Yalnız burada tek şey var, o da kerterize dönerken rölanti mesajları çok uzatırsan pişman olmuşsun da toparlamaya çalışıyormuşsun gibi görünebilir. O yüzden u dönüşünü dardan al.

Riskli Yollar / All-in

Baktın olmuyor, nalına mıhına gitmeyi tercih edenlerin yolu. Rölanti yazışmalarda karşıdakinin de muhabbeti akıtmaya çalıştığını düşünürsen, aslında o kadar da bir mesele gibi durmasa da yine de büyük göt ister. Çünkü bu seviyede bir dürüstlük atılması gereken son kurşundur. Yazışmanın pek bir yere varmadığını hissediyorsan oynayabileceğin son karttır. O yüzden baştan anlatayım ki işin buna kalmasın. Ölümü göstereyim, sıtmaya razı ol.

Aşağıda çok güzel iki örneğini görüyorsun. Ama aralarında bir fark var. Bakalım fark edecek misin? İlk önce Don Juan’la başlayalım.

All-in

Evet… Yazışma akmadığı için akışına bırakamamış bir deli yüreğin feryat figan çığlıkları… Aynı anda hem tarlası yanmış kasketini elleri arasına almış bir emminin çöküşü… Hem de 300 Spartalı’daki gibi onurlu bir yenilgiyi kabul edişinin karizması…

Şimdi bir de şu örneği inceleyelim. Linkedin gazisi, müstakbel patronla konuşuyor.

Buradaki resmiyet ve önemle birlikte artan mesajların uzunluğuna dikkat.
Buradaki resmiyet ve önemle birlikte artan mesajların uzunluğuna dikkat.

Aynı duruş, son kartımızı oynayışımızın bariz bir şekilde hissettirilişi. Bir yandan kararlı bir izlenim ama bir yandan da karşı tarafa ihtiyacımız olduğunu hissettirme geri vitesi. Bu iki yazışma arasındaki fark ne peki?

Fark şu: Don Juan örneğinde ne istendiği net olarak dile getirilmemiş, Linkedin gazisi ise o işi istediğini açıkça söylemiş. Eğer All-in yapacaksan bu ikisi arasındaki arasındaki farka hakim olman hayatında işine çok yarar. Don Juan örneğinde karşıdan hala bir “-Ne demek istiyorsun?” mesajı almak olası, Linkedin gazisinin ne istediği ise gayet açık. Tam açık olamayan bir açıklık, gelecek cevabın da net olmamasına sebep olacak. Çünkü gözünü karartmış haliyle bile daha bu ihtimali açıkça ifade edemeyen biri için alacağı cevapta yine boşluklar olacaktır. Oradan gaz kaçar.

Ne yapmalı?

Linkedin gazisi gibi karşıdakini evet ya da hayır demeye zorlamak en mantıklısı. Karşıdakinin senin hakkındaki düşüncesi %65 olumlu %35 olumsuzsa bile net bir cevaba zorlandığı için cevabı olumluya yakınsayacak, karar verirken de ona göre karar verecektir. Don Juan’ın karşıdakinin kararını vermesini istediği şey ise sadece üzerine konuşulması. Daha netleşecekler deee, üzerine konuşacaklar daaa, karşıdakinin kararını vermesini isteyecek deee… Eşek ölecek de, ters dönecek de, siki güneş görecek. Ölme eşşeğim ölme.

Dezavantajları neler?

All-in, üstte bahsettiğim gibi bir yazışmanın sürekli giriş seviyesindeki samimiyette devam etmesi durumunda tercih etmen gereken bir yol. Onun dışında pek kullanışlı değil. Çünkü cevap olumsuz olduğu takdirde,
finito. Her şey biter. Oradan dönmesi çok zordur. Arada yoklama yazışları dışında yapılacak pek bir şey kalmaz.
O yüzden açık açık konuşacaksan, sabırsızlıktan ve karamsarlıktan değil, başka çarenin kalmadığından ya da köprüleri yakmanın çok da umurunda olmadığından emin ol. Ha bir de “Konuş olum nolcak” diyen, aynı durumda olsa pısıp kalacak arkadaş gazına gelmediğine…

Riskli Yollar – Niyet Çaktırmak

Pek etik sayılmayacak, ilkel yollardan biridir. Sivri yapmakla çok benzese de sivri yapmanın dayanak noktası özgüvenken, niyet belli etmenin dayanak noktası tamamen kaçak güreştir. Yani çaktırmadan niyetini belli eden bir kişi bulunur ve herhangi bir olumsuzlukta “İçin fesatmış senin” ya da “Bu lafımdan bunu nasıl çıkardığını anlamadım?” şeklinde geriye yaslanmalara imkan verir. Bu imkanı verdiği için de görünür bir tepki verilmez. Ancak seviye seviyedir.

Hafif seviye:

Karşıdakine direkt doğrultulmuş bir yargı bulunmaz ama “kişinin fikri neyse zikri de odur” düsturundan yola çıkarak niyetini belli ettiğin yoldur. Aynı zamanda karşı tarafın niyetini öğrenmek için doğru seviyelerdir. Aşağıdaki örnekte karşıdakine hiçbir şey demeye hakkımız yoktur, çünkü bize bir şey dememiş. Bundan rahatsız olduğunu ancak soğumasından anlayabiliriz. Ben bunu biraz Rölanti’de giden yazışmaya kalp masajı yapmak olarak görüyorum. Atacağı varsa böyle atar, atacağı yoksa da zaman kaybedilmemiş olur.

Konuyu siksoka getirme.

İleri Seviye:

Hafif seviyedeki niyet çaktırmalara biraz yüzsüzlük ekleyin, işte tam buradasın. Hani Twitter jargonunda bir laf var ya, “xxxx olduğuna yemin edebilirim. Ama ispatlayamam”. Aha bu. Burada da bir ispat çok zordur, ancak inkar da pek mümkün değildir. Bir örneği aşağıda.

Hangi seviyede olursa olsun, her ne kadar sen kendini rahatça kurtardığını düşünsen de bunun kararını vermeyi tamamen karşındakine bırakırsın. “Sadece film izleriz dedim ne var bunda” diye çıkıştığın Mervesu, kanıtlayabileceği bir şey olmadığı için üstüne gelmeyi bıraksa da gerçeği için için bildiği için ne
söylersen söyle seni gözden çıkarabilir.

Ama neden olmasın?

Çok güzel sürprizlere de gebe olabilir. Rölanti yazışmalardaki ölü toprağını, aynı niyet paylaşılıyorsa çok da güzel atmanıza sebep olur. Zaten niyet çaktırma riski alınırken hep bu tatlı ve güzel hayal kurulur. Açık açık konuşmak ne kadar depresif bir ruh halinin eseriyse, niyet çaktırmak da aynı şekilde fazla olumlu düşünme sonucudur. Ona göre yani…

Riskli Yollar – Posta Koymak

Bu artık tam muhabbet açma tekniği olmasa da, açılmayan boruya çekiçle girmek gibi bir yöntemdir. Açık açık konuşmakla benzese de, postada biraz daha fazla sitem ve üstüne üstüne gitme vardır. Konuşma kararında bir suçlayıcılık içerir, karşındakine hata yaptığını veya tutarsız davrandığını kabul ettirmeyi amaçlar.

Atar gider.
Alayına isyan, alayına posta.

Eee, bu yolun sonuçları da ona göre. Posta koyduğun anda olumlu bir geri dönüş olma olasılığın düşüktür. Genelde aynı şekilde “Ne diyorsun amk?” tadında bir cevap alırsın. Ama bu yöntemin bal kaymak kısmı, daha sonra gelecek, hiçbir şey yaşanmamış gibi atılan bir “Selam:)” mesajı ya da “Ya haklısın aslında.” mesajıdır. İki mesaj da çok güzel bir kertenin olacağının habercisidir.

Azcık kafan basıyorsa bunu herkese yapamayacağını anlamışsındır. Bir flört söz konusuysa, karşıdaki kişinin böyle bir durumda ne yapacağını kestirebilmek gerek. Ne olursa olsun karşılık veren dik kafalı ve sağda solda “Benim tersim pistir hee” diye dolaşan sürekli kendini, kendi laflarıyla ispatlama gereği duyan özgüvensizler ordusundan birisiyse hiiiiç değmez örneğin. Ancak haklıysan ve ciddiye alınmak için posta koyman gerekiyorsa, kaybedecek bir şeyin de yoksa, yap gitsin. İçinde kalmaması yönüyle de açık açık konuşmaya benzer. Yani kısaca sinir varsa posta koy, duygu varsa açık açık konuş.

Bitti lan tamam

Daha garantili, ancak sabır isteyen yollar da haftaya kalsın. Yine çok uzattım.

Seviyorum sizi. Çok kafa yormayın böyle şeylere. Hasta olursunuz. Hadi bakiim.