Yazsan olmaz, yazmasan olmaz: Tanımadıklarımız

Hepimizin bildiği gibi, ilk izlenim insan ilişkilerinde çok önemlidir. Günümüzde ise yeni insanlarla yazışarak da tanıştığımız durumlar olabiliyor. Böyle anlarda da ilk izlenimler yazışma yoluyla veriliyor. Peki bunun farkında olmak bize ne faydalar sağlayabilir?

Örneğin bir eşya satışı söz konusu olduğunda, kim olduğuna dair hiçbir fikrimizin bulunmadığı kişilerle yazışmalar yapmak durumunda kalırız. Ve karşımızdaki kişi kanlı canlı olmadığından, edinebileceğimiz ipuçları kısıtlıdır. ilk anda fikir alınabilecek kılık kıyafeti, aksanı vs. gibi ipuçları değerlendirme dışıdır. Ancak yazışmanın da kendine has ipuçları bulunur.

İpucu kaynaklarının ilki, profil fotoğrafıdır. Bu, kişinin kendi fotoğrafı olmak zorunda da değildir. Bir gül fotoğrafı sana karşıdakinin orta yaşın üstünde bir kadın olduğunu, ya da muhafazakar bir dünya görüşüne sahip olduğunu düşündürebilir. Bunlar dijital dünyadan aşina olduğumuz ve tecrübe ettiğimiz verilerdir. Hatta bazen hiç fotoğraf olmaz, teknolojiyle arası iyi olmayan biri olarak değerlendirirsin ancak kişi henüz numaramızı rehberine eklememiş (Ayarlardan profil fotoğrafını rehberimdeki kişilere göster denmişse) olabilir. Bunu anlamak için, ilk yazanın kim olduğu bir ipucu verebilir. İlk yazan karşı tarafsa, çok büyük ihtimal rehbere eklendiğimiz anlamına gelir.

Mahallesini iyi tanıyan birinin, şahsen tanışmasa da mahallesindeki tüm insanlara aşina olması gibi, dijital mecralarda da zihinlerimiz etiketlerle doludur. Şahsen bir profili bilmeyebiliriz, ancak onun gibi profilleri biliyoruzdur.

İmlası da kişinin sosyo-ekonomik, eğitim gibi çok kritik konulardaki konumunu belli etme konusunda biçilmiş kaftandır.

Bir diğer ipucu kullanılan yazım tekniğidir. Aşırı emoji kullanan birinin sende bırakacağı izlenim olumsuz ya da olumlu olabilir. Hele bir de karşı cinse mensup değilse, bambaşka gerginlikler yaşatabilir. Bunun tek bir sebebi vardır. Normalde ilk tanıştığın birinin bir şeyleri anlatırken jest ve mimiklerini aşırı kullanması, samimiyet gelişiminde bir tereddüt yaratır. Çünkü dikkat bambaşka bir yere kaymıştır ve o esnada sağlıklı bir iletişim kurulmuyordur. Aşırı emoji kullanımı veya kelimelerin sonlarını uzatmak gibi yazışma karakterleri, konuşurken elini kolunu çok kullanan birinin yarattığı dikkat dağınıklığını yarattığından, başlarda ölçülü bir ciddiyet uzun vadede çok daha etkili olacaktır.

Bunun dışında Whatsapp durumu, kişiyle ne amaçla bir yazışma içinde olunduğu, mesajlara cevap verme süreleri ve saatleri, Whatsapp’a story atan biri olması gibi daha birçok veri kaynağı bulunur. En güzeli, tüm bunları bir süzgeçten geçirip, ona göre bir tavır almaktır.

Sen siz meselesi de son paragrafta anlatılanla direkt olarak ilgilidir. Karşıdakinden bu konuda bir adım gelmeden, bu topa hiç girmemek en iyisidir. Neyse ki cümleyi bu gibi yapıları kullanmadan da kurabilmek mümkündür.

– Ben numaranızı alayım o zaman.

değil de

– Ben bir numara alayım o zaman.

gibi

Ancak karşıdan bir sen ya da siz kullanımı geldiyse ve ortada bir sorun gözükmüyorsa aynı frekanstan devam edilebilir. Karşıdakinin sen ya da siz tercihinden rahatsız da olunabilir. Ya da karşıdaki olabilir. Örneğin sizli bizli bir konuşma isterken, karşıdan gelen bir senli benli mesaj biraz fazla kaçmış gibi hissetmeni sağlayabilir. Böyle bir anda, atılacak mesajda sizli konuşmayı ısrarla ve iğneleyici emojilerle devam ettirmek ve atılmayan geri adımların sonu karşılıklı bir uyuzlaşmaya gider.

O yüzden bir tavırda kararlı olmak yerine şöyle bir yol izlenmelidir. Direkt karşıdakine bir hitap kelimesi ile karşılık verilir. Karşındakine “Anlaştık beyefendi” gibi bir hitap kullanımı tercih edildiğinde, bu hitaplar sohbetin tonunu belirlemede çok güçlüdür, yüklemlerin sonuna gelen 1-2 harften çok daha büyük etkiler yaratır. Ve sohbet istenen seyirde ilerler.